Velayet Ve Çocukla Kişisel İlişki
Av. Elif Simge ALTINOK
12/15/2025


VELAYET VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ
TMK uyarınca ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır ve yasal bir sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz.
Boşanma davasının söz konusu olması halinde ise müşterek çocukların geleceğinin de yeniden düzenlenmesi gerekir. Bu düzenlemenin temelini ise çocuğun velayetinin kimde kalacağı ve ebeveynlerle kişisel ilişkisinin nasıl yürütüleceği oluşturur. Türk Medeni Kanunu, bu konularda çocuğun üstün yararı ilkesini esas alır.
Velayet, çocukların korunması, eğitimi, bakımı ve temsil hakkı gibi yetkilerin bütünüdür. Evlilik birliği devam ederken anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ancak boşanma ile birlikte bu ortak kullanım sona erer ve mahkeme tarafından velayet eşlerden birine verilir. Velayet yalnızca küçük yaştaki çocuklar için değil, ergin olmayan (18 yaş altı) çocuklar için de geçerlidir.
1-Velayet düzenlemesi yapılırken şu unsurlar dikkate alınır:
Çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi
Hangi ebeveynin çocuğa daha uygun bakım ortamı sağlayabileceği
Ebeveynin yaşam tarzı ve tutumu
Tarafların çocukla olan duygusal bağları
Kardeşlerin birlikte kalma hakkı
Pedagog, psikolog ya da sosyal hizmet uzmanı görüşleri
Hakim, bu unsurları değerlendirirken sadece ebeveynlerin değil, çocuğun da görüşünü alabilir. Özellikle 8 yaş üstü çocukların beyanları dikkate alınmakta; 12 yaşından büyük çocuklar bizzat dinlenmektedir.
2-Ortak Velayet Mümkün Mü?
Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmemekle birlikte, 2016 yılında AYM kararı ve ardından Yargıtay’ın içtihatları doğrultusunda, ortak velayet artık Türk hukukunda da mümkündür. Ancak bu sadece anlaşmalı boşanma davalarında ve tarafların bu konuda mutabık kalmaları halinde mümkündür.
Ortak velayet şu anlama gelir:
Ebeveynler çocuğun eğitimi, sağlığı, bakımı gibi konularda birlikte karar alır.
Çocuk her iki ebeveynin de aktif ilgisiyle büyür.
Taraflar çocukla ilgili her gelişmeyi paylaşmak ve ortak hareket etmekle yükümlüdür.
Ortak velayet için mahkeme şu şartlara bakar:
Tarafların iletişim kurabiliyor olması
Çocuğun zarar görmeyecek olması
Taraflar arasında açık ve sürdürülebilir bir diyalog bulunması
Bu tür bir düzenleme, çocuğun üstün yararına uygun olduğu sürece uygulanabilir.
3-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve İcrası
Velayet, yalnızca bir ebeveyne verildiğinde diğer ebeveyn çocukla olan bağını tamamen kaybetmez. Türk Medeni Kanunu’nun 323. maddesi gereği, velayeti alamayan tarafın çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Bu hak:
Belirli günlerde görüşmeyi (örneğin hafta sonu, bayram tatili, yaz tatili gibi)
Telefon, video görüşmeleri gibi iletişim araçlarıyla teması
Uygun durumlarda çocuğu yatılı olarak misafir etmeyi kapsayabilir.
Bu ilişki mahkeme kararıyla açıkça düzenlenir. Ebeveynler isterse kendi aralarında da bir kişisel ilişki takvimi oluşturabilirler. Ancak bu düzenleme çocuğun ruhsal, fiziksel ve sosyal gelişimini tehlikeye atamaz.
Eğer kişisel ilişki kurulamıyorsa (diğer taraf engelliyorsa), İcra ve İflas Kanunu’nun 25/a maddesi kapsamında “çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması” işlemleri Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Yeni uygulamada, bu tür işlemler çocuk teslim merkezlerinde sosyal hizmet uzmanları gözetiminde yapılmaktadır. Böylece çocukların psikolojik olarak zarar görmemesi amaçlanmaktadır.
4-Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Boşanma sürecinde çocuğa dair alınacak her kararda, temel kıstas çocuğun üstün yararıdır. Bu kavram, çocuğun bedensel, zihinsel, psikolojik ve sosyal gelişiminin mümkün olan en iyi şekilde sağlanmasını ifade eder. Yani hangi ebeveynin daha çok hakka sahip olduğu değil, hangi ebeveynin çocuğun geleceği için daha sağlıklı bir ortam sunabileceği önemlidir.
Sonuç olarak, boşanma süreci ebeveynler için hukuki bir ayrılık, çocuklar için ise hayati bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde alınacak kararlar çocuğun yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Öztürk & Altınok Hukuk Danışmanlık olarak, çocuk odaklı yaklaşımımızla hem velayet hem de kişisel ilişki davalarında müvekkillerimize güçlü ve bilinçli bir temsil sunuyoruz.
AİLE HUKUKU AVUKATI – KARABÜK BOŞANMA AVUKATI HUKUKİ DESTEK
Aile hukuku, bireylerin özel hayatını ve temel haklarını doğrudan etkileyen hassas bir hukuk alanıdır. Boşanma, velayet, nafaka, mal rejimi tasfiyesi, soybağı, evlat edinme ve aile içi şiddet gibi çok yönlü hukuki süreçlerde doğru adımların atılması, geri dönülmez hak kayıplarını önlemenin anahtarıdır.
Öztürk & Altınok Hukuk Danışmanlık olarak, Karabük’te aile hukukuna odaklı çalışıyor; müvekkillerimize güçlü, çözüm odaklı ve etik temelli hukuki destek sağlıyoruz. Aile Mahkemesi nezdinde görülen tüm dava türlerinde özellikle:
-Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları,
-Velayet düzenlemeleri ve kişisel ilişki kurulması,
-Yoksulluk, iştirak, yardım ve eğitim nafakası davaları,
-Babalık davası, soybağının reddi ve tanıma davaları,
-6284 sayılı kanun kapsamında koruma talepleri,
-Mal rejimi tasfiyesi ve tazminat talepleri,
-Evlat edinme ve vesayet işlemleri alanlarında uzmanlaşmış kadromuzla yanınızdayız.
Karabük’te boşanma avukatı, nafaka avukatı, velayet konusunda uzman aile hukuku avukatı arıyorsanız, bizimle iletişime geçerek detaylı danışmanlık alabilir, aile hukuku alanındaki sorunlarınıza profesyonel çözümler bulabilirsiniz.
| Hakkında | Faaliyet Alanlarımız | Gizlilik | Karabük Hukuk Bürosu |
© 2025. Tüm hakları saklıdır.


0541 801 43 87 – 0552 880 98 78
ozturk.altinokhk@gmail.com
Adres
Bayır Mah. Kemal Güneş Cad. No:116/38 Aydın Office Center, Kat 7, Daire 705 Merkez/KARABÜK
Çalışma Saatleri
Hafta İçi: 09:00-18:30
Cumartesi : 10:00-17:00
Öztürk & Altınok Hukuk Danışmanlık olarak, her müvekkilimize özel ilgi göstermekte ve onların ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş stratejiler geliştirmekteyiz.
Karabük Avukat, Karabük Ceza Davaları, Karabük Hukuk Davaları, Karabük İş Davaları, Karabük Boşanma Davaları, Karabük Tazminat Davaları, Karabük Miras Davaları,
